bugün
yenile
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ayrıca bir nasihat olarak tanımlanabilir. "yıkılma sakın, düşene tekme atıyorlar."
    2. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      “yıkılma sakın, toparlanamayız” diye devam ettirilebilecek cümle.
    3. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yıkılmadım. italic duruyorum.
    4. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ataol behramoğlu ile i̇smet özel'in birbirlerine karşılıklı olarak gönderdikleri ve peş peşe basılıp aynı adı taşıyan şiirlerdir. ataol behramoğlu ve i̇smet özel aynı dönemde farklı yerlerde askerlik yapmaktadırlar. ataol bu arada sürgün hapsindedir. zamanın ideolojik sarsıntılarının etkisinde devrimci ideolojilerinde birbirlerinin yoldaşıdırlar. ataol behramoğlu "yıkılma sakın" adında şiirini i̇smet özel'e gönderir. i̇smet özel de bu jeste karşılık olarak kendisi de bir şiir yazmak ister ancak askerlikte şiir yazmak için bir türlü yeterli vaktini bulamaz. elbette bu yoğunluk kendisini durdurmaz ve yeni yollar arar. i̇stirahat izni alabilmek için revire gidip 3 dişini çektirip 3 gün istirahat izni alan i̇smet özel bu 3 günde canını "dişine" takar ki şiiri tamamlayabilmesi için 3 diş ve 3 gün yeterli olmaz. i̇smet özel yarım kalan şiirini tamamlayabilmek için 2 dişini daha çektirecek ve toplamda 6 gün istirahat alarak 6 günde ataol behramoğlu'nun şiirine muazzam bir karşılık vermeyi başarır. i̇smet özel'in şiire karşı gösterdiği bu hassasiyetin algıda seçiciliği midir yoksa kendinden fedakarlıklar kopararak aşkla ve ciddiyetle yapılan sanatın nesnel olarak bir ödüllendirilmesi midir bilinmez i̇smet özel'in şiiri, şiiri aşan bir hırçınlıkla çarpar okuyan dimağlara. sarsıntısı günler sürer, sonra sonra hissettirir. bir volkan, bir fitil ateşler de dumanı ardından zamanla yükselir. i̇smet özel şiiri gerçekten çok başka bir şey sanırım. hiçbir şey yokken, yok olanı var eden, anlamakta güçlük çektiğim bir sır ile dökülür dizeler. i̇nsana en karanlık gecede sırtını sıvazlayan bir el olur, ateşini körükleyen bir yel olur, ruhunu özgürleştiren bir bağ olur bu dizeler. "kötü şey uzakta olmak. dostlarından sevdiğin kadından. yasaklanmak bütün yaşantılara." diyen ataol'a; "sana pörsümüş dünyayı kahreden kelimeler getireceğim. bazısı tüyden hafif, bazısı demir. çünkü dik tutacak seni bilirim. kabzenin, çekicin ve divitin tutulduğu yerden parlayan şiir." diye cevap verir i̇smet özel. "diren öyleyse, diren, yılma. yürüt daha bir inatla kavganı. karanlıkları yırtmak arzusuyla.. ve faşizme karşı, zulme, zorbalığa... düşün acılar içinde vuruşan kardeşleri" dizelerinin sahibi ataol'un yanında "sökmedi ama hoyrat kuralları faşizmin. çünkü kalbim aşktan çatlayıp yarılırdı. acılar bile duymadım kof yürekler önünde beynim her sabah devrimcinin beyniydi." diyen bir özel vardı. "bir devrimciyi haklı kılan biraz da acılardır unutma" derken ataol. metanetle son noktayı koyar ismet özel. biraz daha yaşayabilmek adına... pençeleri biraz daha geçirebilmek adına... acının da anlamlı olduğuna inandırırcasına... "ölüyoruz, demek ki yaşanılacak..." --- spoiler --- *** yikilma sakin kötü şey uzakta olmak dostlarından, sevdiğin kadından yasaklanmak bütün yaşantılara seni tamamlayan, arındıran kapatıldığın dört duvar arasında sağlıklı, genç bir adam olarak neler gelmez ki insanın aklına sevinçli, özgür günlere dair kalmıştır yüzlerce yıl uzakta onunla ilk kez öpüştüğün şehir acı, zehir zemberek bir hüzün kalbinden gırtlağına doğru yükselir görüyorsun işte küçük adamları köhnemiş silahlarıyla saldıran sana kimi tutsak düşmüş kendi dünyasına kimisi düpedüz halk düşmanı diren öyleyse, diren, yılma yürüt daha bir inatla kavganı babeuf'u hatırla, nazım hikmet'i bir umut ateşi gibi parlayan zindanlarda hatırla danko'nun tutuşan kalbini karanlıklari yırtmak arzusuyla ve faşizme karşı, zulme, zorbalığa düşün acılar içinde vuruşan kardeşleri elbette vardır bir diyeceği, bir haberi bir kaçağa çay sunan kürt kadınlarının dağlar dilsizdir yalçındır ama gün gelir bir diyeceği olur onların da ve dağlar, ıssız tarlalar başladı mı konuşmaya susmazlar bir daha, söz artık onlarındır kötü şey uzakta olmak dostlarından, sevdiğin kadından yasaklanmak bütün yaşantılara seni tamamlayan, arındıran ama bir devrimciyi hakli kılan biraz da acılardır unutma yıkılma sakın geçerken günler yaralayarak gençliğini onurlu, güzel geleceklerin biziz habercileri düşün ki ve halkın bağrında bir inci gibi büyüyüp gelişmektedir zafer. ataol behramoğlu *** sana durlanmış kelimeler getireceğim pörsümüş bir dünyayı kahreden kelimeler kelimeler, bazısı tüyden bazısı demir seni çünkü dik tutacak bilirim kabzenin, çekicin ve divitin tutulduğu yerden parlayan şiir. zorlu bir kış geçirdim, seninki gibi neftî acıktım, bitlendim, bir yerlerim sancıdı sökmedi ama hoyrat kuralları faşizmin çünkü kalbim aşktan çatlayıp yarılırdı. her sabah çarpışarak çekilirdi karanlık alnacımdan acılar bile duymadım kof yürekler önünde beynim her sabah devrimcinin beyniydi ayaklarım donukladı gelgelelim sağlığın yerinde mi? yaraların kabuğu kolayca kaldırılıyor halkın doğurgan dünyasına dalmakla onların güneşe çarpan sesini anlamayan dört duvarın, tel örgünün, meşhur yasakların sahipleri seyir bile edemezken içimizdeki şenliği yılgı yanımıza yanaşmazken bizi kıvıl kıvıl bekliyorken hayat yıkılmak elinde mi? boşuna mı sokuldu bankalara petrol borularına kundak kurşun işçinin böğrünü boşuna mı örseledi varsın zındanların uğultusu vursun kulaklarımıza yaşamak bizimçün dokunaklı bir şarkı değil ki. bu yürek gökle barışkın yaşamaya alışmış bir kere ve inatla çevrilmiş toprağın çılgarına yazık ki uzaktır kuşları, sokaklarıyla bizim olan şehir ama ancak laneti hırsla tırpanlayamamak koyuyor insana öpüşler, yatağa birden yuvarlanışlar sevgiyle hatırlansa bile hatta. köpüren, köpürtücü bir hayatın nadasıdır kardeşim bütün devrimcilerin çektikleri biliriz dünyadaki yorgunluk habire mızraklanır dağlarda gürbüz bir ölümdür bizim arkadaşlarınki pusmuş bir şahanız şimdilik, ne kadar şahan olsak ama budandıkça fışkıran da bizleriz ölüyoruz, demek ki yaşanılacak... i̇smet özel --- spoiler ---
    5. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kendime inancım yok bi yandan bilinçaltım çok darmadağın darmadağın saat kaç olursa olsun herkes burda kalsın dağılmayalım dağılmayalım kendini nazarlardan sakın ve yıkılma sakın bugüne inancım yok yarından bi beklentim yok alışacağım alışacağım saat kaç olursa olsun herkes evine dönsün dağıtacağım dağıtacağım kendini nazarlardan sakın ve yıkılma sakın *enfes ötesi kaan boşnak tatlısının sabahları dinlenince bünyeye iyi gelen şarkısıdır.
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "zorlu bir kış geçirdim, seninki gibi neftî acıktım, bitlendim, bir yerlerim sancıdı sökmedi ama hoyrat kuralları faşizmin çünkü kalbim aşktan çatlayıp yarılırdı. her sabah çarpışarak çekilirdi karanlık alnacımdan acılar bile duymadım kof yürekler önünde beynim her sabah devrimcinin beyniydi ayaklarım donukladı gelgelelim sağlığın yerinde mi?" ismet özel...
    7. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "yaşamak bizimçün dokunaklı bir şarkı değil ki." . özel'in karşılık verme uğruna dişlerini çektirmek zorunda kaldığı şiirdir. doğumu 6 gün sürmüştür; "Ataol, Trabzon’dan Malazgirt’e sürgün ve hapis gitmişti. Ve elden, bana Yıkılma Sakın adlı şiirini gönderdi. Askerdi, yedek subay. Bir subaya karşı gelmekten hapsedilmişti. Muş’a gelen Malazgirtli Orhan adlı bir çocuk, Ataol’un şiirini getirdi bana. Ben de ona bir şiirle cevap vereyim dedim. Ama nasıl yapacağım? Hem askerlik hem şiir olmuyor? Hemen bir formül buldum. Diş çektirene üç gün istirahat veriyorlardı. Ağzımda da kök dişleri vardı. Dişçiye çıktım, üç diş kökü aldırdım ve üç gün istirahat aldım. Üç gün uğraştım, didindim, ama şiir bitmedi. Bitmeyince gene dişçiye çıktım, dedi ki; ‘Şu dişleri çek.’ Çürük olan ama tedaviyle kurtarılabilecek olan iki dişimi çektirdim. Dolayısıyla üç gün daha dinlenme imkânı doğdu ve altı gün içinde şiiri bitirdim." şuradaki spoiler içinde kronolojik sırayla iki şiir de mevcut, o yüzden ben yeniden eklemeyeceğim bu başlığa. ilgisini şuraya davet ediyorum; (#2009239)